İnsan ve bilgi akışının sınır ötesi boyutlar kazandığı günümüzde uluslararasılaşma ve küreselleşme süreçleri ile birlikte yükseköğretim kurumları, sadece ulusal ölçekte değiş değil uluslararası ölçekte de etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Son yıllarda etkileri daha derinden hissedilen küreselleşme ve uluslararasılaşmayla birlikte üniversiteler giderek daha fazla küresel roller üstleniyor.
Ayrıca sınır ötesi hareketlilikte gözlenen artışın, yükseköğretimdeki uluslararasılaşma hacmini genişlettiği de görülmektedir. Örneğin OECD ülkelerinde son yirmi yılda yabancı ülke öğrencileri sayısının ikiye katlanarak 1.6 milyon gibi yüksek bir rakama ulaştığı bilinmektedir. Yükseköğretim talebine gösterilen ilginin bu sayıyı daha da artıracağı söylenebilir.
Türkiye-İngiltere arasında uzun yıllara dayanan eğitim ilişkileri sürüyor. Özellikle dil öğrenimi, lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim almak isteyen binlerce öğrenci her yıl İngiltere’ye geliyor. Ama Türkiye’ye giden İngiliz öğrenci sayısı çok az. Olsa olsa Erasmus programlarından yararlanmak isteyen az sayıda öğrenci geliyor Türkiye’ye.
RESMİ VE SİVİL İLİŞKİLER SÜRMELİ
Türkiye-İngiltere arasında kurulan işbirliklerinin yapısı, çerçevesi ve niteliği, üniversitelerin iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik mevcut katkıları önemle üzerinde durulması gereken konular. Bu manada sadece devlet kurumları tarafından yürütülen “resmi” proje ve etkinlikler değil bağımsız kuruluşlar tarafından yürütülen “sivil” proje ve etkinlikler de önemlidir.
Türkiye açısından bakıldığında üniversiteler öğrenci, araştırmacı ve öğretim üyesi değişimi gibi alanlarda sunduğu potansiyel tam olarak kullanılamamaktadır. Son yıllarda kurulanlar da dahil olmak üzere Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversite sayısı 150’ye yaklaşmasına karşın İngiltere’den gelen öğrencilerin sayısı, Türkiye’den İngiltere’ye giden öğrencilere göre daha azdır. İki ülke arasında, üniversitelerin eğitim, öğretim, yönetişim ve teknolojik yeniliklere ilişkin çok katmanlı ve sürdürülebilir katkı potansiyellerinin daha etkin biçimde mobilize edilmesi mümkündür.
NELER YAPILMALI?
Türk üniversitelerinde İngiltereli öğrencilere ayrılan lisans, yüksek lisans ve doktora kontenjanlarının artırılması, sağlanan burs miktarının artırılması gerekli görülmektedir.
Gelişmiş bir Türk ve iyi bir İngiliz üniversitesi önceliğinde Türkiye bir Uluslararası Türk-İngiliz Üniversitesi kurulmalıdır.
Türkiye ve İngiltere üniversiteleri arasında ortak lisans, yüksek lisans ve doktora öğretimi verecek yeni programlar başlatılmalıdır, var olanların kapasitesi artırılmalıdır. Üniversiteler, müfredatlar arası uyumu inceleyerek çifte diploma verebilecek programları başlatmalıdır.
Türkiye ve İngiltere arasındaki mesleki ve teknik öğretim alanlarında işbirlikleri kurulmalı, Türk öğrencilerin İngiltere, İngiliz öğrencilerin Türkiye’deki şirketlerde staj yapması için uygun mekanizmalar hazırlanmalıdır. Türkiye ve İngiltere üniversiteleri bünyesinde Türk ve İngiliz öğretim üyesi ve araştırmacıların ortak çalışmalar yapabileceği Araştırma Merkezleri kurulmalı, bu merkezlerde üretilen bilgi ve teknoloji paylaşılmalıdır.
Türkiye ve İngiltere’den, öğretim üyesi ve araştırmacıları düzenli aralıklarla bir araya getirecek, ortak projeler üretmelerini teşvik edecek, uluslararası platformlarda birlikte hareket etmelerini kolaylaştıracak Türkiye-İngiltere Yükseköğretim Forumu kurulmalıdır.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Türkiye-Azerbaycan arasındaki yükseköğretime katkıları desteklenmeli, her iki ülke sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek ortak bir üniversite kurmaları, öğrenci ve araştırmacı değişim programları hazırlamaları, sivil toplum, eğitim ve siyasi karar vericiler arasında geniş kapsamlı bir ağ (network) oluşturmaları için teşvik edilmeli, bu amaçla kolaylaştırıcı mali destek paketleri ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Türkiye ve İngiltere arasında şimdiye kadar daha çok tek yönlü bir öğrenci ve öğretim üyesi akışı var. O da Türkiye’den İngiltere yönüne doğru. Bu trendin Türkiye’ye bilimsel anlamda kazandırdığı çok şey var. Ancak ekonomik olarak bunun ciddi bir maliyet ürettiğini de söylemek lazım. Bu nedenle bazı eğitim programlarının Türkiye’de başlatılıp sürdürülmesi, gerektiğinde İngiltere’nin katkılarının alınması maliyeti düşürecek aynı zamanda yeniliklerin paylaşılmasına zemin hazırlayacaktır.
Bu Blogda ekonomik büyüme potansiyeli ile küresel jeopolitik gelişmelerde etkisini artıran ASYA'dan gözlemler paylaşmaya çalışacağım. Pergelin sabit ucu dünyanın dördüncü, İslam Dünyası'nın en büyük nüfusuna sahip Endonezya'da olacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Endonezya’da yeni hükümetin öncelikleri hangi konular?
Nüfus bakımından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi olan Endonezya, 280 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkesi. G20 üyesi olan Endonezya ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim bütün ülkeler için stratejik bir alan ve önemli bir ekonomik sektör. Üniversiteler nitelikli insan ...
-
Türkiye ve Endonezya arasındaki ikili ilişkiler olumlu ilerliyor. İki ülke arasında 2022 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Endonezya Küreselleşme diye tanımladığımız olgu, soyut anlamda fiziki sınırları aşan bir hareketlilikle devam e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder