Türk Çin İlişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Çin İlişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2017 Salı

Türkiye-Çin İlişkileri üzerine bir değerlendirme (Röportaj)


Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Talip Küçükcan, Çinli akademisyen ve gazetecilere, Türkiye'nin dış politikası ve 15 Temmuz darbe girişimi hakkında bilgi verdi.
Talip Küçükcan genç bir siyasetçi olarak önemli görevlere sahip. Avrupа Kоnsеyi Pаrlаmеntеr Mеclisi Türkiyе Dеlеgаsyоnu Bаşkаnlığını yürüten Küçükcan, aynı zamanda TBMM Dışişlеri Kоmisyоnu Üyеsi. Talip Küçükcan, Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, çeşitli ülkelere giderek darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelere dair muhataplarına bilgi veriyor.
Çin Renmin Üniversitesi'ne bağlı Chongyang Finans Çalışmaları Enstitüsü'nde gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısına Türk ve Çinli akademisyen, gazeteci ve öğrenciler katıldı. Katılımcılar Türk dış politikası ve Türkiye-Çin ilişkileri üzerinde görüş alışverişinde bulundu.
Talip Küçükcan yuvarlak masa toplantısının ardından CRI Türk'e özel röportaj verdi; Türk-Çin ilişkileri, Türk dış politikası, Bir Kuşak-Bir Yol girişimi ve bölgesel ve uluslararası diğer bazı konularla ilgili sorularımızı yanıtladı.


"Türk dış politikasında Çin'in önemi gittikçe artıyor"
Türk dış politikası son yıllarda çok yönlü bir boyut kazanıyor, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yeni açılımlara giden Türkiye, Asya-Pasifik bölgesinde de görünürlüğünü artırmaya çalışıyor. Talip Küçükcan, Türkiye'nin bu çok yönlü dış politikasında Çin'in öneminin gittikçe arttığına dikkat çekiyor:
"Son bir yıldaki Türk-Çin ilişkilerine baktığımızda önemli gelişmelere görüyoruz, ciddi bir ivme kazandı ikili ilişkiler. Bunda Erdoğan-Xi görüşmelerinin etkisi var, çünkü iki lider bir yıl içinde çeşitli vesilelerle 3 kez bir araya geldiler. Bu geçmişte görmediğimiz bir şey. 
Liderler düzeyinde ilişkilerin gelişmesi için bir irade olduğunu görüyoruz, bu önemli. Türk dış politikası açısından da Çin'in gittikçe artan bir önemi olduğu malum. Çünkü Türk dış politikası son 15 yılda çok yönlü bir siyaset izlemeye başladı. Türkiye'nin özellikle Asya'yla, Afrika'yla, Ortadoğu'yla yeniden buluştuğunu görüyoruz. 
Geleneksel olarak Türk dış politikası Batı odaklıydı, şimdi Türkiye dış ilişkilerini ciddi şekilde çeşitlendirdi. Dünyanın ikinci ekonomisi Çin'le de yakın ilişkiler kurmaya başladı ve bu ilişkileri derinleştirmek için Türkiye'de bütün sektörler teyakkuz halinde."
Çin ve Türkiye'nin birbirlerine karşılıklı ilgisinin arttığını belirten Talip Küçükcan, ancak karşılıklı iletişim kanallarının tam anlamıyla açılamamış olmasından ötürü, doğru bilgi temelinde bu ilginin altının doldurulması gerektiğini söyledi.
"Çin ve Türkiye'nin menfaatleri kesişiyor"
Çin'in, kadim İpek Yolu'nu karadan ve denizden yeniden canlandırmak amacıyla ortaya koyduğu çok uluslu kalkınma hamlesi Bir Kuşak-Bir Yol girişimi, Türkiye ile Çin arasındaki işbirliğinin önemli unsurlarından birini oluşturuyor.
Talip Küçükcan, bu girişimin somutlaştırılması için Türkiye'de halihazırda demiryolu ve nükleer santral projelerinin yürütülmekte olduğunu, güçlü Çin şirketlerinin bu alanlarda Türkiye'de yatırım yapabileceklerini söyledi. Küçükcan, Türkiye'nin geleneksel olarak İpek Yolu güzergahında yer alan bir ülke olduğunu hatırlattı ve ülkenin bu öneminin halen sürdüğünü, Çin'in de bunun farkında olduğuna inandığını ifade etti:
"Türkiye'nin coğrafi konumu ve Çin'in Bir Kuşak-Bir Yol girişimini bir arada düşündüğünüzde, ister istemez bu iki ülkenin menfaatlerinin kesiştiğini görüyoruz. Çin'in bu projesinin gerçekleşmesi için bazı rotalar var, bunlardan biri de Anadolu. Asya ile Avrupa arasında bir köprü gibi uzanan bir ülke var zaten. Ve burada siyasi istikrar var, ekonomik gelişme söz konusu. Ayrıca isteklilik var. Hem Türkiye'yi dünyaya bağlayacak hem de Çin'i Avrupa'ya açacak bir yoldan bahsediyoruz."
"15 Temmuz'un ardından Çin'in verdiği desteği önemsiyoruz"
Ak Parti milletvekili Talip Küçükcan, çok sayıda ülkeyi ziyaret ederek akademisyen ve aydınlara 15 Temmuz darbe girişimini anlatıyor. Küçükcan'ın Çin gezisinin önemli gündem maddelerinden biri de bu konuydu. Çin'de temas kurduğu düşünce kuruluşları ve medya organlarının bu hadiseyi çok merak ettiklerini ve darbe girişiminin ileride Türk siyasetini nasıl etkileyeceğini öğrenmek istediklerini ifade eden Küçükcan, 15 Temmuz'un ardından Çin'den gelen siyasi desteği çok önemsediklerini ifade etti ve şunları ekledi:
"15 Temmuz gecesi olaylar yaşanırken ne yazık ki Türkiye geleneksel müttefiklerinden yeteri kadar destek görmedi. Avrupalı liderlerin, ABD tarafının, çok geç saatlerde, darbe tehlikesi ortadan kalktıktan sonra açıklamalarda bulunduklarını görüyoruz. Bu bakımdan biz Çin'den ve diğer ülkelerden gelen desteği önemsiyoruz. Türkiye halkı adına onlara teşekkür ediyoruz."
Küçükcan ayrıca FETÖ mensuplarının dünyanın pek çok ülkesinde faaliyette bulunduklarını ve Türkiye'nin bu örgütle mücadelede kararlı olduğunu vurguladı.


http://turkish.cri.cn/781/2016/11/03/1s179190.htm

Çin daha yakından takip etmeli ve ilişkilerimizi geliştirmeliyiz



Çin Halk Cumhuriyeti ziyaretimizi 31 Ekim-3 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleştirdik. Ancak bloğumuz aktif olmadığı için yaptığımız konuşmalar ve görüşmelere ilişkin bilgileri paylaşma imkanı olmadı. Ziyaret sırasında ele alınan konular hala güncelliğini koruyor. Bu nedenle paylaşmanın yararlı olduğunu düşünüyorum. Çin Halk Cumhuriyeti dünyanın güçlü ekonomilerinden ve dış politika ön plana çıkarmadığı faaliyetleri var. Çin daha yakın takip edilmesi ve ilişkilerimizin geliştirilmesi gereken bir ülke.

Çin’de farklı kurum ziyaretleri gerçekleştirdik ve her kurumda Türkiye’nin iç ve dış politikasını içeren konuşmalar yaptık, soruları cevapladık. Sırasıyla aşağıdaki etkinlikleri gerçekleştirdik.

31 Ekim 2016

Çin Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi Ortadoğu uzmanları ile yaptığımız toplantıda ülkemizin iç ve dış siyasetine ilişkin gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. 15 Temmuz darbe girişimi, bu girişimin arkasındaki FETÖ yapılanması hakkında detaylı bilgiler paylaştık. FETÖ’nün Çin’in güvenliği ve iki ülke arasındaki ilişkiler açısından tehdit olduğunu, bu yapı mensuplarının Çin’de faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini ve mücadele işbirliğinin önemini vurguladık.

Şangay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Guo Changgang ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede Çin Halk Cumhuriyeti’nde Türk dili ve edebiyatı ile Türkiye araştırmalarının geliştirilmesi, bu amaçla kaynak temini, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi projeleri üzerinde durduk. Çin’de Türkiye’ye yönelik ilginin arttığını memnuniyetle müşahede ettik.

Şangay Üniversitesi’nde ‘Türkiye Siyaseti ve Küresel Etkileri’ konulu bir konferans verdik. Üniversite öğretim üyeleri, araştırmacılar ve lisansüstü öğrencilerin katıldığı konferansta ülkemizin dış politikası, bölgesel güvenlik ve terörle mücadele stratejisi bağlamında Suriye ve Irak’ta izlediği politikaları anlattık. Özellikle insani diplomaside atılan adımları ve enerji arzı bakımından ülkemizin bir enerji koridoruna dönüştüğünü ve bunların küresel etkilerini anlattık. 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ yapılanmasına özellikle dikkat çekerek bu örgütün kara propagandasına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ettik.  Üniversite çevrelerinin de Türkiye’nin artan önemine ilgi gösterdiklerini gözlemledik.



Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikaları Fakültesi Dekanı Profesör Guo Shuyong ile bir araya gelerek Türk ve Çin üniversiteleri arasındaki işbirliği imkanlarının artırılmasına ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Profesör Shuyong bu konuda istekli olduklarını, öğretim üyesi ve öğrenci değişim programlarını hayata geçirmek istediklerini ifade etti.

Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikaları Fakültesi öğretim üyeleri ve lisansüstü öğrencilerinin katıldığı toplantıda ‘Türk Dış Politikasında Devamlılık ve Değişimler’ konulu bir seminer verdik. Seminerde soğuk savaş öncesi ve sonrası Türk dış politikasına yön veren etkileri, Türkiye’nin AB, Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika açılımlarını, Rusya ve İran ile olan ilişkilerini değerlendirdik. Türkiye’nin bölgesel güvenlik ve istikrara verdiği önemin altında çizerek DEAŞ, PKK, PYD ve FETÖ’nün barış ve güvenliği tehdit ettiğini vurguladık.

1 Kasım 2016

Şangay Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr. Chen Dongxiau ile bir araya geldik, ve Ortadoğu uzmanlarının katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 100’den fazla uzman istihdam bu önemli düşünce kuruluşunda yapılan toplantıda Türk-Çin ilişkileri, muhtemel işbirliği alanları, iç ve dış politikadaki gelişmeler, darbe girişiminde bulunanlara karşı alınan önlemler ve FETÖ ile mücadelede işbirliği konularını tartıştık.

2 Kasım 2016

Pekin Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi Dekan Yardımcısı Profesör Fu Zhiming ile bir araya gelerek bu üniversitede Türkçe öğretimi ve Türkiyat araştırmalarının geliştirilmesi imkanlarını ele aldık. Araştırma Merkezi’nde Arap dünyasına yoğunlaşıldığını, Türkiye uzmanı olmadığını müşahede ettik.



Pekin Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde öğretim üyesi, araştırmacılar ve öğretim üyelerinin katıldığı ‘Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler, Darbe Girişimi ve FETÖ Yapılanması’ konulu bir seminer verdik. Seminerde Türkiye’nin değişen jeopolitiği hakkında bilgi verdik, siyasi tarihimizde darbelerin etkilerini anlattık ve FETÖ’nün darbe girişimine karşı siyasi ve toplumsal tepkiye dikkat çekerek bu terör örgütü ile mücadeledeki kararlılığımıza vurgu yaptık.


Remnin Üniversitesi bünyesinde kurulu Chonyang Finansal Araştırmalar Enstitüsü uzmanları ile yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Toplantıda Türkiye’nin bir köprü ve Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu’ya açılan bir kapı olduğunu, yatırımlar için önemli imkanlar sunduğunu, Doğu Akdeniz dahil enerji havzalarına yakın olduğunu, Mavi Akım, Yumurtalık Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı, Azerbaycan ile imzalanan TANAP ve Rusya ile imzalanan Türk Akımı Doğal Gaz Hattı projeleri ile enerji koridoru olma yolunda hızla ilerlediğini anlattık. Yuvarlak masa toplantısında FETÖ darbe girişimi anlatarak bu örgütle mücadelede işbirliğinin önemini de vurguladık.

Pangoal Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. Zan Tao ile bir araya gelerek bu enstitü bünyesinde Türkiye çalışmalarının görünürlüğünün artırılması için değişim programları ve ortak projeler geliştirilmesi imkanları üzerinde durduk.

Pekin’de öğretim gören Türk öğrenciler ile bir araya gelerek çalışmalarına ilişkin bilgi aldık, sorunlarını ve taleplerini dinledik. Öğrencilerin büyük fedakarlıklar ile Çin’de eğitim aldıklarını, FETÖ ve benzeri yapıların etkileri altında kalmamaları için ileriye dönük çalışmaların yapılması gerektiğini müşahede ettik.

Değerlendirme

Dünyanın ikinci en büyük ekonomik büyüklüğüne sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığımız iki günlük çalışma ziyaretinde üniversite, düşünce kuruluşları ve araştırma merkezlerinde çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler sırasında Türkiye’ye olan ilginin gittikçe arttığını ancak ülkemizle ile bilgi kaynaklarının sınırlı olduğunu, doğrudan bilgi edinmekten ziyade uluslararası haber ajanları kanallarından beslendikleri ve bunun doğal neticesi olarak bilgi yanlışlığı ve önyargıların oluştuğu gözlenmiştir. Yaptığımız sunum ve görüşmelerde darbe girişimi dahil birçok soru sorulmuştur. Etkinliklerdeki sorulardan da anlaşıldığı üzere ülkemizle ilgili bilgilerin genelde yüzeysel olduğu, örneğin FETÖ’nün bilinmediği ya da duyanların bu yapının karanlık yüzünü göremediği anlaşılmıştır. Bu ülkede öğrenim gören Türk öğrencilerin karşılaştığı sorunların çözümü noktasında da beklentilerin olduğu da görülmüştür. Bu konulara ilişin yetkili makamlara bilgiler verilmiştir.


Yükseköğretimde uluslararasılaşma Türkiye için ne vadediyor?

Prof. Dr. Talip Küçükcan  Bu yazının başlığı "Türkiye 370 milyar dolarlık yükseköğretim ekonomisinden ne kadar pay alıyor?" olab...