15 Ağustos 2017 Salı

Çin daha yakından takip etmeli ve ilişkilerimizi geliştirmeliyiz



Çin Halk Cumhuriyeti ziyaretimizi 31 Ekim-3 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleştirdik. Ancak bloğumuz aktif olmadığı için yaptığımız konuşmalar ve görüşmelere ilişkin bilgileri paylaşma imkanı olmadı. Ziyaret sırasında ele alınan konular hala güncelliğini koruyor. Bu nedenle paylaşmanın yararlı olduğunu düşünüyorum. Çin Halk Cumhuriyeti dünyanın güçlü ekonomilerinden ve dış politika ön plana çıkarmadığı faaliyetleri var. Çin daha yakın takip edilmesi ve ilişkilerimizin geliştirilmesi gereken bir ülke.

Çin’de farklı kurum ziyaretleri gerçekleştirdik ve her kurumda Türkiye’nin iç ve dış politikasını içeren konuşmalar yaptık, soruları cevapladık. Sırasıyla aşağıdaki etkinlikleri gerçekleştirdik.

31 Ekim 2016

Çin Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi Ortadoğu uzmanları ile yaptığımız toplantıda ülkemizin iç ve dış siyasetine ilişkin gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. 15 Temmuz darbe girişimi, bu girişimin arkasındaki FETÖ yapılanması hakkında detaylı bilgiler paylaştık. FETÖ’nün Çin’in güvenliği ve iki ülke arasındaki ilişkiler açısından tehdit olduğunu, bu yapı mensuplarının Çin’de faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini ve mücadele işbirliğinin önemini vurguladık.

Şangay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Guo Changgang ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede Çin Halk Cumhuriyeti’nde Türk dili ve edebiyatı ile Türkiye araştırmalarının geliştirilmesi, bu amaçla kaynak temini, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi projeleri üzerinde durduk. Çin’de Türkiye’ye yönelik ilginin arttığını memnuniyetle müşahede ettik.

Şangay Üniversitesi’nde ‘Türkiye Siyaseti ve Küresel Etkileri’ konulu bir konferans verdik. Üniversite öğretim üyeleri, araştırmacılar ve lisansüstü öğrencilerin katıldığı konferansta ülkemizin dış politikası, bölgesel güvenlik ve terörle mücadele stratejisi bağlamında Suriye ve Irak’ta izlediği politikaları anlattık. Özellikle insani diplomaside atılan adımları ve enerji arzı bakımından ülkemizin bir enerji koridoruna dönüştüğünü ve bunların küresel etkilerini anlattık. 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ yapılanmasına özellikle dikkat çekerek bu örgütün kara propagandasına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ettik.  Üniversite çevrelerinin de Türkiye’nin artan önemine ilgi gösterdiklerini gözlemledik.



Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikaları Fakültesi Dekanı Profesör Guo Shuyong ile bir araya gelerek Türk ve Çin üniversiteleri arasındaki işbirliği imkanlarının artırılmasına ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Profesör Shuyong bu konuda istekli olduklarını, öğretim üyesi ve öğrenci değişim programlarını hayata geçirmek istediklerini ifade etti.

Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikaları Fakültesi öğretim üyeleri ve lisansüstü öğrencilerinin katıldığı toplantıda ‘Türk Dış Politikasında Devamlılık ve Değişimler’ konulu bir seminer verdik. Seminerde soğuk savaş öncesi ve sonrası Türk dış politikasına yön veren etkileri, Türkiye’nin AB, Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika açılımlarını, Rusya ve İran ile olan ilişkilerini değerlendirdik. Türkiye’nin bölgesel güvenlik ve istikrara verdiği önemin altında çizerek DEAŞ, PKK, PYD ve FETÖ’nün barış ve güvenliği tehdit ettiğini vurguladık.

1 Kasım 2016

Şangay Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr. Chen Dongxiau ile bir araya geldik, ve Ortadoğu uzmanlarının katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 100’den fazla uzman istihdam bu önemli düşünce kuruluşunda yapılan toplantıda Türk-Çin ilişkileri, muhtemel işbirliği alanları, iç ve dış politikadaki gelişmeler, darbe girişiminde bulunanlara karşı alınan önlemler ve FETÖ ile mücadelede işbirliği konularını tartıştık.

2 Kasım 2016

Pekin Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi Dekan Yardımcısı Profesör Fu Zhiming ile bir araya gelerek bu üniversitede Türkçe öğretimi ve Türkiyat araştırmalarının geliştirilmesi imkanlarını ele aldık. Araştırma Merkezi’nde Arap dünyasına yoğunlaşıldığını, Türkiye uzmanı olmadığını müşahede ettik.



Pekin Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde öğretim üyesi, araştırmacılar ve öğretim üyelerinin katıldığı ‘Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler, Darbe Girişimi ve FETÖ Yapılanması’ konulu bir seminer verdik. Seminerde Türkiye’nin değişen jeopolitiği hakkında bilgi verdik, siyasi tarihimizde darbelerin etkilerini anlattık ve FETÖ’nün darbe girişimine karşı siyasi ve toplumsal tepkiye dikkat çekerek bu terör örgütü ile mücadeledeki kararlılığımıza vurgu yaptık.


Remnin Üniversitesi bünyesinde kurulu Chonyang Finansal Araştırmalar Enstitüsü uzmanları ile yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Toplantıda Türkiye’nin bir köprü ve Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu’ya açılan bir kapı olduğunu, yatırımlar için önemli imkanlar sunduğunu, Doğu Akdeniz dahil enerji havzalarına yakın olduğunu, Mavi Akım, Yumurtalık Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı, Azerbaycan ile imzalanan TANAP ve Rusya ile imzalanan Türk Akımı Doğal Gaz Hattı projeleri ile enerji koridoru olma yolunda hızla ilerlediğini anlattık. Yuvarlak masa toplantısında FETÖ darbe girişimi anlatarak bu örgütle mücadelede işbirliğinin önemini de vurguladık.

Pangoal Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. Zan Tao ile bir araya gelerek bu enstitü bünyesinde Türkiye çalışmalarının görünürlüğünün artırılması için değişim programları ve ortak projeler geliştirilmesi imkanları üzerinde durduk.

Pekin’de öğretim gören Türk öğrenciler ile bir araya gelerek çalışmalarına ilişkin bilgi aldık, sorunlarını ve taleplerini dinledik. Öğrencilerin büyük fedakarlıklar ile Çin’de eğitim aldıklarını, FETÖ ve benzeri yapıların etkileri altında kalmamaları için ileriye dönük çalışmaların yapılması gerektiğini müşahede ettik.

Değerlendirme

Dünyanın ikinci en büyük ekonomik büyüklüğüne sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığımız iki günlük çalışma ziyaretinde üniversite, düşünce kuruluşları ve araştırma merkezlerinde çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler sırasında Türkiye’ye olan ilginin gittikçe arttığını ancak ülkemizle ile bilgi kaynaklarının sınırlı olduğunu, doğrudan bilgi edinmekten ziyade uluslararası haber ajanları kanallarından beslendikleri ve bunun doğal neticesi olarak bilgi yanlışlığı ve önyargıların oluştuğu gözlenmiştir. Yaptığımız sunum ve görüşmelerde darbe girişimi dahil birçok soru sorulmuştur. Etkinliklerdeki sorulardan da anlaşıldığı üzere ülkemizle ilgili bilgilerin genelde yüzeysel olduğu, örneğin FETÖ’nün bilinmediği ya da duyanların bu yapının karanlık yüzünü göremediği anlaşılmıştır. Bu ülkede öğrenim gören Türk öğrencilerin karşılaştığı sorunların çözümü noktasında da beklentilerin olduğu da görülmüştür. Bu konulara ilişin yetkili makamlara bilgiler verilmiştir.


Hiç yorum yok:

State and Religion in Europe; Governing Religious Affairs

State and Religion in Europe: Governing Religious Affairs Edited by  Ali Köse, Marmara University & Talip Küçücakcan, Ambassador of T...