Ve Kraliçe II. Elizabeth Türkiye’de…
Dile kolay. Tam tamına 37 yıl geçmiş İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in ilk Türkiye ziyaretinden bu yana. Ünlü şair Orhan Veli’nin 35 yaşının “yolun yarısı” olarak nitelendirdiği düşünülürse ömrün yarısından daha uzun süre olmuş. 82 yaşındaki Kraliçe, daha önce dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın daveti üzerine Ekim 1971'de Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunmuştu. Her ne kadar Kraliçe 82 yaşında olsa da ve yüzü kırışıklıklarla dolu olsa da zinde bir görüntü çizdi Türkiye’de.
Türkiye son yıllarda bol bol kraliyet ailesi ağırlıyor. Bunlardan bir tanesi de Suudi Arabistan Kraliyet ailesi idi. Hatta Cumhurbaşkanı Sayın Gül’in Suud Kralını otelinde ziyaret etmesi garip karşılanmış ve bir süre eleştirilmişti. O günlerde basının üzerinde durduğu Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin yapısı, derinliği ve taşıdığı anlamdan çok magazinsel konular olmuştu. Mesela, Kral ve beraberindeki heyetin kaç limuzin kiraladığı, hangi otelde kaç oda ayırttığı ve yanlarında ne kadar bavul taşıdıkları gibi konular daha fazla yer almıştı medya organlarında.
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in gelişi öncesinde ve ziyaretin ilk gününde de benzer konuların ön plana çıktığını gördük. Özellikle Kraliçenin karşılanış ve ağırlanışı sırasındaki takip edilmesi gereken protokol kuralları günlerce tartışıldı. Kimin nasıl tokalaşacağı, Kraliçe ve eşinin hangi tür yemekleri sevdiği sürekli vurgulandı. Ama nedense Britanya-Türkiye stratejik ilişkileri nedense bir türlü derinlikli bir analize tabi tutulmadı. Tabir caiz ise Türk-İngiliz ilişkileri Kraliçe etrafında oluşturulan görsel tören ve şölenlerin gölgesinde kaldı.
II. Elizabeth’in Türkiye’ye gelişi insanı ister istemez tarihe de götürüyor. Her ne kadar İngiltere demokrasiyle yönetilse de Kraliçenin taşıdığı sembolik değer canlılığını koruyor. Hatta sokaktaki ortalama İngilizlerin çoğu Kraliçenin kortejini görünce sevinç çığlıkları atıyor, Bunckingham Sarayı’nı görebilmek için yüzlerce kilometre uzaktan Londra’ya geliyorlar. Saltanatı ortadan kaldırarak Cumhuriyeti kuran ve padişah egemenliği yerine halk egemenliğini üstün kıla ülkemizde aslında Kraliyet ve saltanat pek sevilen şeyler değildir. Hatta nostaljik anlamı bir kalmamıştır. Ortalama bir Türk vatandaşının ne Kraliyet ne de saltanat özlemi vardır. Olsa olsa filmlerde rastlar olduk bu tür tarihi unsurlara. Ama İngilizler hala kraliyet kültürünü yaşatıyor. Kraliyet ailesi mensupları, yani prensler, prensesler ve bunları eşleri ve sevgilileri star muamelesi görüyor.
Paparaziler halkın ilgisini bildikleri için sürekli bunların peşinde koşuyor ve Prenses Diana’nın trajik ölümünde olduğu gibi bu kovalamaca bazen kötü sonuçlanabiliyor. Şükür ki biz de bir kraliyet ailesi ve aristokrasisi yok. Olsaydı eğer Etiler alemlerinin müdavimleri arasında yer alabilir ve popüler kültür endüstrinin bir parçası haline dönüşebilirlerdi.
Neyse, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Edinburg Dükü Philip sağ salim geldi Ankara’ya. Karşılamadan sonra Anıtkabir ziyaretinin ardından Çankaya Köşkü'ne geldi Kraliçe ve eşi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe'yi Çankaya Köşkü'nde resmi tören ile karşılarken, törende iki ülkenin milli marşları çalındı. Ziyaret münasebetiyle 21 pare top atışı yapıldı. II. Elizabeth, tören kıtasını "Merhaba asker" diyerek selamladı. Yani sonunda II. Elizabeth’e de iki kelime de olsa Türkçe öğretmiş olduk. Biraz uzun kalırda aslında alışverişlerinde pazarlık bile yapacak kadar Türkçe öğretebilirdik. Ne yazık ki çok kısa kaldığı için bu şanstan mahrum kaldı!
Kraliçenin geldiği gün Ankara’daydım. Yolumun üzerindeyken onlarca polisin nöbet tuttuğunu gördüm. Her zaman yanından geçtiğim Sheraton otelinin önünde kuş uçurtulmuyordu. Anladım ki Kraliçe çok yakınımdaydı. Fakat görünürlerde yoktu. Kimler mi yakından gördü Kraliçeyi? Akşam Çankaya köşkünde onuruna verilen yemekli davete katılan yaklaşık 250 kişilik “seçkin” grup görebildi. Kim nasıl “seçkin” gruba dahil oldu bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey o da kral, kraliçe ve emir ziyaretlerinde magazin malzemesinin artığı. II. Elizabeth’in ziyaretinde de aynısı oldu.
Bu Blogda ekonomik büyüme potansiyeli ile küresel jeopolitik gelişmelerde etkisini artıran ASYA'dan gözlemler paylaşmaya çalışacağım. Pergelin sabit ucu dünyanın dördüncü, İslam Dünyası'nın en büyük nüfusuna sahip Endonezya'da olacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Endonezya’da yeni hükümetin öncelikleri hangi konular?
Nüfus bakımından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi olan Endonezya, 280 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkesi. G20 üyesi olan Endonezya ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim bütün ülkeler için stratejik bir alan ve önemli bir ekonomik sektör. Üniversiteler nitelikli insan ...
-
Türkiye ve Endonezya arasındaki ikili ilişkiler olumlu ilerliyor. İki ülke arasında 2022 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Endonezya Küreselleşme diye tanımladığımız olgu, soyut anlamda fiziki sınırları aşan bir hareketlilikle devam e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder