Çin Halk
Cumhuriyeti ziyaretimizi 31 Ekim-3 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleştirdik.
Ancak bloğumuz aktif olmadığı için yaptığımız konuşmalar ve görüşmelere ilişkin
bilgileri paylaşma imkanı olmadı. Ziyaret sırasında ele alınan konular hala
güncelliğini koruyor. Bu nedenle paylaşmanın yararlı olduğunu düşünüyorum. Çin
Halk Cumhuriyeti dünyanın güçlü ekonomilerinden ve dış politika ön plana
çıkarmadığı faaliyetleri var. Çin daha yakın takip edilmesi ve ilişkilerimizin
geliştirilmesi gereken bir ülke.
Çin’de farklı
kurum ziyaretleri gerçekleştirdik ve her kurumda Türkiye’nin iç ve dış
politikasını içeren konuşmalar yaptık, soruları cevapladık. Sırasıyla aşağıdaki
etkinlikleri gerçekleştirdik.
31 Ekim 2016
Çin Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi Ortadoğu uzmanları ile yaptığımız toplantıda ülkemizin
iç ve dış siyasetine ilişkin gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduk.
15 Temmuz darbe girişimi, bu girişimin arkasındaki FETÖ yapılanması hakkında
detaylı bilgiler paylaştık. FETÖ’nün Çin’in güvenliği ve iki ülke arasındaki
ilişkiler açısından tehdit olduğunu, bu yapı mensuplarının Çin’de
faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini ve mücadele işbirliğinin önemini
vurguladık.
Şangay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü
Profesör Guo Changgang ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede Çin Halk Cumhuriyeti’nde
Türk dili ve edebiyatı ile Türkiye araştırmalarının geliştirilmesi, bu amaçla
kaynak temini, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi projeleri üzerinde durduk.
Çin’de Türkiye’ye yönelik ilginin arttığını memnuniyetle müşahede ettik.
Şangay Üniversitesi’nde ‘Türkiye Siyaseti ve Küresel Etkileri’ konulu bir
konferans verdik. Üniversite öğretim üyeleri, araştırmacılar ve lisansüstü
öğrencilerin katıldığı konferansta ülkemizin dış politikası, bölgesel güvenlik
ve terörle mücadele stratejisi bağlamında Suriye ve Irak’ta izlediği
politikaları anlattık. Özellikle insani diplomaside atılan adımları ve enerji
arzı bakımından ülkemizin bir enerji koridoruna dönüştüğünü ve bunların küresel
etkilerini anlattık. 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ yapılanmasına özellikle
dikkat çekerek bu örgütün kara propagandasına karşı dikkatli olunması gerektiğini
ifade ettik. Üniversite çevrelerinin de
Türkiye’nin artan önemine ilgi gösterdiklerini gözlemledik.
Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikaları
Fakültesi Dekanı Profesör Guo Shuyong ile bir araya gelerek Türk ve Çin
üniversiteleri arasındaki işbirliği imkanlarının artırılmasına ilişkin görüş
alışverişinde bulunduk. Profesör Shuyong bu konuda istekli olduklarını, öğretim
üyesi ve öğrenci değişim programlarını hayata geçirmek istediklerini ifade
etti.
Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nde Uluslararası
İlişkiler ve Kamu Politikaları Fakültesi öğretim üyeleri ve lisansüstü
öğrencilerinin katıldığı toplantıda ‘Türk Dış Politikasında Devamlılık ve
Değişimler’ konulu bir seminer verdik. Seminerde soğuk savaş öncesi ve sonrası
Türk dış politikasına yön veren etkileri, Türkiye’nin AB, Ortadoğu, Afrika ve
Latin Amerika açılımlarını, Rusya ve İran ile olan ilişkilerini değerlendirdik.
Türkiye’nin bölgesel güvenlik ve istikrara verdiği önemin altında çizerek DEAŞ,
PKK, PYD ve FETÖ’nün barış ve güvenliği tehdit ettiğini vurguladık.
1 Kasım 2016
Şangay Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr. Chen Dongxiau ile bir araya geldik, ve
Ortadoğu uzmanlarının katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 100’den fazla uzman istihdam bu önemli düşünce
kuruluşunda yapılan toplantıda Türk-Çin ilişkileri, muhtemel işbirliği
alanları, iç ve dış politikadaki gelişmeler, darbe girişiminde bulunanlara
karşı alınan önlemler ve FETÖ ile mücadelede işbirliği konularını tartıştık.
2 Kasım 2016
Pekin Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi Dekan Yardımcısı Profesör Fu Zhiming ile bir araya gelerek
bu üniversitede Türkçe öğretimi ve Türkiyat araştırmalarının geliştirilmesi
imkanlarını ele aldık. Araştırma Merkezi’nde Arap dünyasına yoğunlaşıldığını,
Türkiye uzmanı olmadığını müşahede ettik.
Pekin Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde öğretim üyesi, araştırmacılar ve öğretim üyelerinin
katıldığı ‘Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler, Darbe Girişimi ve FETÖ Yapılanması’
konulu bir seminer verdik. Seminerde Türkiye’nin değişen jeopolitiği hakkında
bilgi verdik, siyasi tarihimizde darbelerin etkilerini anlattık ve FETÖ’nün
darbe girişimine karşı siyasi ve toplumsal tepkiye dikkat çekerek bu terör
örgütü ile mücadeledeki kararlılığımıza vurgu yaptık.
Remnin Üniversitesi bünyesinde kurulu Chonyang
Finansal Araştırmalar Enstitüsü uzmanları ile yuvarlak masa toplantısı
gerçekleştirdik. Toplantıda Türkiye’nin bir köprü ve Avrupa, Kuzey Afrika,
Ortadoğu’ya açılan bir kapı olduğunu, yatırımlar için önemli imkanlar
sunduğunu, Doğu Akdeniz dahil enerji havzalarına yakın olduğunu, Mavi Akım,
Yumurtalık Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı, Azerbaycan ile
imzalanan TANAP ve Rusya ile imzalanan Türk Akımı Doğal Gaz Hattı projeleri ile
enerji koridoru olma yolunda hızla ilerlediğini anlattık. Yuvarlak masa toplantısında
FETÖ darbe girişimi anlatarak bu örgütle mücadelede işbirliğinin önemini de
vurguladık.
Pangoal Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. Zan Tao ile bir araya gelerek bu enstitü bünyesinde
Türkiye çalışmalarının görünürlüğünün artırılması için değişim programları ve
ortak projeler geliştirilmesi imkanları üzerinde durduk.
Pekin’de öğretim
gören Türk öğrenciler ile bir araya gelerek çalışmalarına ilişkin bilgi aldık,
sorunlarını ve taleplerini dinledik. Öğrencilerin büyük fedakarlıklar ile
Çin’de eğitim aldıklarını, FETÖ ve benzeri yapıların etkileri altında
kalmamaları için ileriye dönük çalışmaların yapılması gerektiğini müşahede
ettik.
Değerlendirme
Dünyanın ikinci en
büyük ekonomik büyüklüğüne sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığımız iki
günlük çalışma ziyaretinde üniversite, düşünce kuruluşları ve araştırma
merkezlerinde çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler sırasında
Türkiye’ye olan ilginin gittikçe arttığını ancak ülkemizle ile bilgi
kaynaklarının sınırlı olduğunu, doğrudan bilgi edinmekten ziyade uluslararası
haber ajanları kanallarından beslendikleri ve bunun doğal neticesi olarak bilgi
yanlışlığı ve önyargıların oluştuğu gözlenmiştir. Yaptığımız sunum ve
görüşmelerde darbe girişimi dahil birçok soru sorulmuştur. Etkinliklerdeki sorulardan
da anlaşıldığı üzere ülkemizle ilgili bilgilerin genelde yüzeysel olduğu,
örneğin FETÖ’nün bilinmediği ya da duyanların bu yapının karanlık yüzünü
göremediği anlaşılmıştır. Bu ülkede öğrenim gören Türk öğrencilerin
karşılaştığı sorunların çözümü noktasında da beklentilerin olduğu da
görülmüştür. Bu konulara ilişin yetkili makamlara bilgiler verilmiştir.