Futbol milli takımımız zorlu bir mücadeleden sonra Bosna-Hersek milli takımını yendi ve bu sonuçla hem Türkiye hem de Avrupa Türkleri rahat bir nefes aldı. Norveç galibiyetinden sonra ilaç gibi gelen Bosna-Hersek zaferiyle herkes sokaklara döküldü İstanbul ve diğer büyük kentlerde. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde yaşadığımız stresli günler geride kaldı. Artık bütün dikkatler Avusturya ve İsviçre’nin ev sahipliğini yapacağı final maçlarına odaklanacak.
Avrupalı Türkler gerçek bir futbol şöleni izleyecek. Bu noktada iki kesim çok şanslı. Birincisi Avrupalı Türkler. Çünkü Avrupa’nın en iyi takımlarını ve en büyük yıldızlarını seyretme imkanı bulacaklar. Şölen sadece bununla sınırlı kalmayacak. Ayrıca ayaklarına kadar gelen Türk milli takımını da ellerinde bayrak ve filamalarla izleyecekler.
Düşünün! Türkiye’nin onlarca futbol kulübünden özenle seçilen genç yıldızlar Avrupa’da sahaya çıkacaklar. Türkiye’de futbolseverler bu yıldızları izleyebilmek için neler vermez neler… Ama şampiyona Türkiye’de olmadığı için ancak uzaktan izleme imkanı olacak. Halbuki Avrupalı Türkler kendilerinden bir-iki saat mesafe uzakta olan Avusturya ve İsviçre stadyumlarında yıldız futbolcularımızı izleme fırsatı bulacaklar. Bu şansı kaçırmamak lazım. Her dört yılda bir ancak böyle bir şans doğuyor. Ayrıca Türk milli futbol takımı tarihinde bu, üçüncü kez Avrupa futbol şampiyonasına katılım olacak. Yani her dört yılda katılma imkanı da olmayabiliyor.
Avrupa futbol şampiyonasındaki diğer şanslı kesim tabiî ki bize zafer şenlikleri yaşatmalarını umduğumuz yıldız futbolcularımız. Neden mi? Çünkü Türkiye’den uzakta olacaklar ama yalnız olmayacaklar. Avrupalı Türkler büyük bir coşku ile onları yalnız bırakmayacak ve tüm maçlarda destek verecekler.
Avusturya ve İsviçre Türk futbolcular için gurbet olmayacak. Hem bu ülkelerde hem de diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca Türk, futbolcularımızı bağırlarına basacak, her maçta onların yanında olacak ve moral destek verecek.
Her futbolcu milli maçlarda bayrak görmek ister, İstiklal marşımızın büyük bir heyecan ve coşku ile söylenmesini ister. İşte bu noktada da yalnız kalmayacaklar. Avrupalı Türkler hem sokakları hem de stadyumları ay-yıldızlı bayraklar ile süsleyecekler. Futbolcularımız sahaya indiklerinde kendilerini yabancı bir ülkede değil, Türklerin damgasını vurduğu bir yerde bulacaklar.
Hangi takım istemez böyle bir desteği? Tabi ki hepsi ister. Ancak hiçbir Avrupa ülkesinin bu kadar fazla ülkeye yayılmış taraftarı yok. Avrupa’nın hangi şehrine ve kasabasına giderseniz gibin mutlaka Türklere rastlarsınız. Ama her yerde Alman, Fransız, İngiliz ve Yunanlıya rastlamanız mümkün değil. İşte bu nedenle Avrupa futbol şampiyonasında en büyük desteği Türk milli takımının alacağı ortada. Futbolcular ve teknik adamlar bu desteğin farkına şimdiden varmalı ve kendilerine verilecek desteğin karşılığını verebilecek inanca ve istehe ulaşmalı.
Avrupalı Türkler fedakardır. Türkiye için bütün varlıklarını feda edecek kadar Anavatanı severler. Bir kıvılcım bile yeter içlerindeki Türkiye aşkını alevlendirmek için. İşte Anavatan aşkının tazeleneceği zaman yaklaşıyor. 2008 yazında Avrupa, Türklerle bir kez daha tanışacak.
Türkiye sevdalıları olarak, Avrupa futbol şampiyonasını bir fırsata dönüştürmek zorundayız. Avrupa futbol şampiyonası en büyük ve kapsamlı reklam yapma ve imaj yaratma imkanı sunuyor. Milyonların gözü Avrupa futbol şampiyonasında olacağına göre bizim bundan yararlanmamız kaçınılmaz olacaktır.
Avrupa futbol şampiyonasını nasıl bir fırsata dönüştürürüz sorusuna farklı cevaplar verebilir bunun için çeşitli projeler üretebiliriz. Şimdiden bu konulara kafa yormanın yararlı olduğunu söyleyemeye bir gerek yok. Ancak zamanın da hızlı akıp gittiğini hatırlamakta yarar var.
Sözün özü şu: Avrupa futbol şampiyonası ülkemizi ve kültürümüzü tanıtmak, Avrupa’da daha görünür hale gelmek ve beklentilerimizi dile getirmek için inanılmaz bir fırsat sunuyor. Bize düşen bu fırsatı kaçırmamak…
Bu Blogda ekonomik büyüme potansiyeli ile küresel jeopolitik gelişmelerde etkisini artıran ASYA'dan gözlemler paylaşmaya çalışacağım. Pergelin sabit ucu dünyanın dördüncü, İslam Dünyası'nın en büyük nüfusuna sahip Endonezya'da olacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Endonezya’da yeni hükümetin öncelikleri hangi konular?
Nüfus bakımından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi olan Endonezya, 280 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkesi. G20 üyesi olan Endonezya ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim bütün ülkeler için stratejik bir alan ve önemli bir ekonomik sektör. Üniversiteler nitelikli insan ...
-
Türkiye ve Endonezya arasındaki ikili ilişkiler olumlu ilerliyor. İki ülke arasında 2022 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Endonezya Küreselleşme diye tanımladığımız olgu, soyut anlamda fiziki sınırları aşan bir hareketlilikle devam e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder