İngiltere beş kadının öldürülmesi olayı ile çalkalanıyor. Beş kadını da aynı kişinin öldürdüğünden kuşkulanan polis bu yazı kaleme alınana kadar iki zanlıyı gözaltına aldı. İngiltere yasalarına göre polis bu zanlıları doksan saat gözaltında tutabilecek ve tutuklama kararı verilmezse serbest bırakacak. Yaptıkları iş ne olursa olsun beş kadının cinayete kurban gitmesi toplumda sapkın eğilimlerini olduğunu, hiç tahmin edilmeyen yer ve zamanda benzer tehlikeler ile hepimizin karşı karşıya gelebileceğini gösteriyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse dışardan bakıldığında normal görünen, hatta bazen iyi eğitimli ve saygın olarak görülen insanların bile gerçek yüzlerini göremediğimiz oluyor. Tabiî ki bu dostlarımızdan ve arkadaşlarımızdan kuşku duyalım, herkesten şüphelenelim ve araya mesafe koyalım anlamına gelmiyor. Ancak hemen altını çizerek belirtelim ki, artık kendimizi, eşimizi, dostumuzu ve çocuklarımızı korumak için daha dikkatli olmak zorundayız. Bu konu ihmale gelecek bir konu değil. Niçin mi?
Bu sorunun cevabı aslında günlük olaylar zincirine bakıldığında kendiliğinden ortaya çıkıyor. İngiliz medyasını dikkatle takip edenler şimdi sıralayacağımız konuları hemen hemen her gün haber olarak okuyor. Şimdi bu haberleri okuyup kaygılanmamak elde mi? İsterseniz son günlerde basına yansıya olaylara bir bakalım.
İngiliz basınında en sık haber olan konulardan biri, gençler arasında uyuşturucu madde kullanımı oranlarının hızla yükseliyor olmasıdır. Normalde uyuşturucudan uzak olanlar bile denetimden uzak eğlence mekânlarında biraz alkolün etkisi, biraz da arkadaşlarının baskısı ise bu tür zararlı maddeleri kullanıyorlar. Bir kısmı bunları bir kez deneyip bırakıyor ama bir kısmı da bağımlı hale geliyor. Tabi aralarında doz aşımından dolayı hayatını kaybedenler de var. Bağımlı hale gelenler ise pahalı olan bu alışkanlıklarını devam ettirebilmek için hırsızlık, sahtekârlık ve fuhuş da dâhil her işi yapmaya eğilimli oluyor. Görüldüğü gibi bir yanlış seçim beraberinde bir yıkımı da getiriyor.
Gazetelere konu olan bir başka konu da ergenlik dönemi gebeliklerinde görülen artış. Anne-babaların korkulu rüyalarından biri de günün birinde ergenliğe yeni adım atmış çocuk yaştaki kızlarının eve hamile gelmesi. İngiltere’de de diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi cinsel özgürlük adına moral değer ve ilkelerin feda edilmesinin faturası bir hayli ağır. Hatta İngilizler bu konuda diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında daha büyük sorunlarla karşı karşıya. Avrupa ülkelerinde ergenlik dönemi kızlar arasında en yüksek gebelik oranı İngiltere’de. Kuşkusuz bu durum İngiliz toplumundaki ahlak ve etik anlayışının bir sonucu. Gençlere, cinsel dürtü ve arzularını serbestçe tatmin etme ruhsatı veren bir ahlak anlayışı yaygın bu ülkede. Hatta gençlere bu kadar küçük yaşta cinsel ilişkiye girmeyin diye öğüt vermek yerine bu işi daha güvenli nasıl yaparsınız diye dersler bile veriyorlar. Yani, hamile kalmadan ya da cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklardan korunarak cinsellik yaşayın deniyor.
Cinsel ilişki yolu ile bulaşan hastalıkların da giderek yaygınlaşmasına neden olan bu anlayışın neden olduğu sorunları azaltmak için okullarda “cinsel eğitim” (sex education) verilmeye başlandı. Umarız okurlar arasında anne-baba olanların ve okul çağında çocukları olanların bu derslerden haberi vardır. Ne yazık ki bu dersleri çok küçük yaşlarda çocuklara verme eğilimi var. Normal gelişim sürecinde cinsellik konusunda aklına bir şey gelmeyecek çocuklar adı geçen dersler nedeniyle belki de normalden daha genç yaşta cinselliklerini keşfedecekler.
Eğer çocuklar ve gençler ailede bu konularda moral değerleri almayacak olurlarsa onları ciddi bir tehlike bekliyor demektir. Çünkü toplum on dört - on beş yaşlarından itibaren gençlerin cinselliklerini yaşamalarına pek karşı çıkmıyor. İşte böyle bir ahlak anlayışının yaygın olduğu bir toplumda her aile kendi çocuklarını cinsel yoldan bulaşan hastalıklardan ve evlilik dışı erken gebeliklerden korumanın yolları aramalıdır. Bunun en sağlam yolu sağlam bir ahlak eğitimidir. Yoksa günün birinde kızlarımızın eve hamile dönmesi ve çocukların sağdan soldan hastalık kapması çok şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu Blogda ekonomik büyüme potansiyeli ile küresel jeopolitik gelişmelerde etkisini artıran ASYA'dan gözlemler paylaşmaya çalışacağım. Pergelin sabit ucu dünyanın dördüncü, İslam Dünyası'nın en büyük nüfusuna sahip Endonezya'da olacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Endonezya’da yeni hükümetin öncelikleri hangi konular?
Nüfus bakımından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi olan Endonezya, 280 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkesi. G20 üyesi olan Endonezya ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim bütün ülkeler için stratejik bir alan ve önemli bir ekonomik sektör. Üniversiteler nitelikli insan ...
-
Türkiye ve Endonezya arasındaki ikili ilişkiler olumlu ilerliyor. İki ülke arasında 2022 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ...
-
Prof. Dr. Talip Küçükcan Endonezya Küreselleşme diye tanımladığımız olgu, soyut anlamda fiziki sınırları aşan bir hareketlilikle devam e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder