21 Mart 2007 Çarşamba

İngiltere'de tabela dernekleri

Gazetemizin geçen haftaki nüshasında üzerinde mutlaka durulması gereken bir haber, bir de yorum vardı. Haber, T.C. Londra Konsolosluğu’nun yenilik ve hizmetlerini tanıtmak amacıyla yapılan toplantıya ilişkindi. Gerçekten de herkesin işini kolaylaştıracak bir yeniliğe imza atıyor Konsolosluk. Bundan sonra evinizden birçok işlemi yapabilecek, işinizi-gücünüzü bırakıp bir de dakikalarca sıra bekleme zahmetine katlanmadan işlerinizi yapabileceksiniz. Her ne kadar biraz gecikmeli de olsa e-Konsolosluk hizmetlerine başlanması gerçekten güzel bir haber. Bu projeye katkısı olan herkesi kutluyoruz.
Haber buydu. Ama habere ilişkin yorum yazısı daha dikkat çekiciydi. Mustafa Köker’in konuyla ilgili köşesinde yazdığına göre e-Konsolosluk ile ilgili toplantıya sadece yirmi kişi katılmıştı. Kuşkusuz böyle bir toplantıya binlerce kişinin katılması beklenmez. Buna gerekte yok zaten. Ancak toplumun geneli ile resmi kurumlar arasındaki alanı dolduran ara kurum temsilcilerinin mutlaka katılması gerekirdi. Çünkü sivil toplum kuruluşu dediğimiz bu ara kurumların başlıca görevi geniş halk kitlelerini bilgilendirmek, haklarını savunmak ve resmi platformlar da dahil olmak üzere onları temsil etmek.
SİVİL KURULUŞLARIMIZ
Peki İngiltere’deki Türk sivil toplum kuruluşları saydığımız bu sorumlulukları ne kadar yerine getirebiliyor? Türk toplumunu ne kadar temsil edebiliyor ve çıkarlarını ne kadar savunabiliyor? İngiltere’de onlarca, belki yüzlerce Türk sivil toplum kuruluşu var. Dernek, vakıf ve federasyon gibi adlar altında örgütlenen bu kuruluşlara ilişkin elimizde ciddi bir araştırma ve bilgi yok. Bu nedenle yukarıdaki sorulara vereceğimiz cevaplar, uzun yıllardır yaptığımız gözlemlere dayanıyor. Keşke bu konuda kapsamlı bir araştırma yapılsa da sivil gücümüzün ne kadar olduğunu, Türk sivil kuruluşların güçlü ve zayıf taraflarının, Türk toplumunun bu kuruluşlara ilişkin görüşlerinin ne olduğunu ve tabiî ki bu kuruluşların hangi alanlarda ne başarılar elde ettiklerini daha yakından görebilseydik.
Mustafa Köker, yorumunda haklı olarak Türk sivil kuruluşları eleştiriyordu. Gerçekten de yukarda bahsedilen toplantıya sadece yirmi kişi katıldıysa, bu Türk sivil toplum kuruluşları açısından vahim bir duruma işaret ediyor. Nedir bu vahim durum? İşin vahameti şu ki, bizdeki sivil toplum kuruluşlarının çoğu sadece “tabela kurum” olma izlenimi veriyor. Tabiî ki tümünü aynı kategoriye koymak haksızlık olur. Örneğin eğitim konusuna eğilen Türk sivil toplum kuruluşlarının çoğu bu işi başarıyla yürütüyor. Durup dinlenmeden çocuklarımıza yönelik etkinlikler ve hafta sonu okulları düzenliyorlar. Bu işe gönül veren çok sayıda insan başarılı bir şekilde koşturuyor.
NE KADAR ETKİLİLER?
Lakin, diğer konularda faaliyet gösterdiklerini iddia eden kuruluşların çoğu ilk bakışta etkisiz görünüyor. Sesleri cılız çıkıyor. Kuruluşların renkli ve güzel tabelaları var. Yöneticilerin taşıdıkları kartlar da güzel. Başkan ve başkan yardımcısı gibi sıfatları taşıyan kartlar da çok etkileyici. Bu kartları taşıyanların tutum ve davranışlarına bakıldığında arkalarında büyük bir sivil güç olduğunu sanırsınız. Ama yapılanlara bakılacak olursa durumun hiçte böyle olmadığını görürsünüz.
İş davetlere, yemeklere Büyükelçilik ve Konsolosluk’taki toplantılara gelince bir sürü başkan çıkar ortaya. Herkes yetkililerle aynı karede olmaya çalışır. Ama toplumu ilgilendiren konularda somut neler yaptınız, kaç kişiyi mobilize ettiniz, hangi sorunların çözümüne katkıda bulundunuz, toplumun hangi sorunlarını araştırıp çözüm önerileri getirdiniz diye sorarsanız durum birden değişir.
Evet, artık özeleştiri yapma zamanı geldi. Ve bu süreç sivil toplum kuruluşları ile başlatılmalı. Gerçek sivil kuruluşlarla tabela kuruluşlarını ayırt etmenin başka yolu yok. Bu konuda eleştirel bir tartışma yapılmasa her yer tabela derneği ile dolacak ve bu işi hakkıyla yapan derneklerimizin saygınlığı da zarar görecek.

Hiç yorum yok:

Endonezya’da yeni hükümetin öncelikleri hangi konular?

Nüfus bakımından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi olan Endonezya, 280 milyonluk nüfusu ile en büyük İslam ülkesi. G20 üyesi olan Endonezya ...