Prof. Dr. Olivier Leaman SETA'da (Ankara), “Yirmi Birinci Yüzyılda Din”konulu bir konferans verdi. İşte Özeti:
Olivier Leaman, “Yirmi Birinci Yüzyılda Din” başlıklı konuşmasında, modernleşme, laiklik ve küreselleşme süreçlerinin din üzerindeki etkilerini tartışarak, geride bıraktığımız yüzyılda olduğu gibi yirmi birinci yüzyılda da dini inanç ve toplulukların canlı ve dinamik bir şekilde varlıklarını sürdüreceğini savundu. Dinin geleceğine ilişkin konuşmasını toplum, ekonomi, kültür ve siyaset bağlamında sürdüren Leaman, yüzyıl önce hem Hıristiyan hem de İslam dünyasında dinin geleceğine olumsuz bakıldığını, dini inanç ve kurumların zorluklarla karşılaştığını, örneğin bilim, teknoloji ve modernitenin yükselişinin Batı’da dinin geleceğini tehdit ettiğini, İslam dünyasında ise siyasal birliğin bozulması sonu Batı sömürgeciliğinin yayıldığını belirtti. Bütün bu tarihsel deneyimler sırasında dinin artık bir geleceğinin olmadığı, bilim, teknoloji, modernite ve sekülarizm karşısında eriyip yok olacağı düşüncesinin yaygın kabul gördüğüne işaret eden Leaman, sosyal bilimcilerin 1950’li yıllara kadar benimsediği dinin sonunun geleceği kuramının sadece bir kehanet olarak kaldığını ve gerçekleşmediğini ifade etti.
Aşırı genellemeleri doğru bulmadığını ve din-toplum ilişkilerinin karmaşık bir tabiatı olduğunu ifade eden Leaman, dinlerin çoğu kez kendilerini yeni durum ve şartlara uyum sağlayacak biçimde yeniden tanımladıklarını, bu nedenle de sekülarizasyon ve modernleşmenin etkilerinin sınırlı kaldığı iddiasında bulundu. Türkiye ve ABD arasında bu açıdan benzerlikler kuran Leaman’a göre, her iki ülkede anayasal laiklik mevcut olmasına karşın aktif ve dinamik bir dini hayat varlığını sürdürmektedir. Özellikle ABD’deki dindarlık ve dini yaşantı üzerine yoğunlaşan Leaman, Amerikan halkı için dinin hala önemli olduğunu, dinle ilgili olumlu ifadeler kullanıldığını, bu ülkede az sayıda ateist veya din karşıtı bulunduğunu belirtti. Leaman’a göre halk, laik ülke toplumlarında, laik olmayan veya teokratik olan toplumlara göre daha dindar bir profil çizmektedir. İngiltere örneği ile bu savını güçlendirmeye çalışan Leaman’a göre Kraliçe aynı zamanda Anglikan Kilisesi’nin de başında bulunmaktadır ki bu en azından form olarak ABD’deki laiklikten farklılaşmaktadır. Ayıca İngiltere’de kamu fonlarından yararlanan çok sayıda Katolik, Protestan ve Yahudi okulu bulunmaktadır. Ne var ki, ABD ile karşılaştırıldığında İngiltere’de, Tanrı inancı ve kilisede ibadet etme gibi dindarlık göstergeleri oldukça düşüktür ve bu ülkede ateist veya agnostik olanların oranı daha fazladır.
Yirminci yüzyılda sekülarizm ve dinin aynı sosyal, kültürel ve politik ortamda birlikte var olabildiğini ifade eden Leaman, aksi yönde beklentilere rağmen dinin varlığını sürdürmesi ve etkisini artırmasını başlıca iki faktörle açıklamaktadır. Ona göre bu faktörlerden biri dinin esnek yapısı, değişime açık olması ve yeni şartlara uyum sağlayacak biçimde dönüşmesidir. Bir diğer faktör ise sekülarizmdir. Leaman’a göre sekülarizm din açısında bir tehdit veya tehlike değildir. Eğer öyle olsaydı son yüzyıl içinde din ortadan kaybolur giderdi. Din ve sekülarizasyonun zorunlu olarak çatışmaları gerekmediğini savunan Leaman’a göre yirmi birinci yüzyıl hem din hem de sekülerleşmenin yükselişine tanıklık edecektir. Konuşmasını Alman düşünür Walter Benjamin’den bir alıntı sürdüren Leaman, Benjamin’in çarpıcı gözlemlerde bulunduğunu, ona göre modern toplumların giderek parçalanmakta olduğunu ve bundan dolayı hayatlarını anlamlandıracak metafizik değerlere ihtiyaç duyduklarını belirtti. Leaman konuşmasını, yirminci birinci yüzyılda dindarlık ve sekülarizmin birbirlerinin alternatifi olmayacağını ve sağlıklı bir ilişki halinde olacakları gözlemi ile bitirdi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
How can tourism and hospitality industry bring Türkiye and Indonesia closer?
Türkiye and Indonesia have deeply rooted historical relations going back to the 16th century. Not only historical memories are shared by the...
- 
Kültür Endüstrisi ve Kültürel Diplomasi Kitaplar en kalıcı ve en uzun süreli kültürel etkileşim araçları arasında ilk sıralarda yer alır. Dü...
 - 
The idea of civil society has made a dramatic return in recent decades. Not only the concept of civil society occupies a significant space i...
 - 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Endonezya ziyaretini değerlendirdik. Haberi aşağıda: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en son ikili ziyaret için 1...
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder