13 Aralık 2006 Çarşamba

Avrupa’da Din ve Toplum Üzerine

Geçtiğimiz hafta sonunda, yani 9-10 Aralık tarihinde İstanbul büyük bir konferansa ev sahipliği yaptı. “Avrupa Birliği Ülkelerinde Din-Devlet İlişkisi: Hukuki Yapı, Din Eğitimi ve Din Hizmetleri” konulu bilimsel araştırma projesinin sonuçlarının tartışıldığı topantıya 12 ülkeden toplam 20 bilim insanı katıldı. Açılış konuşmasını Prof. Dr. Ali Bardakoğlu (Diyanet İşleri Başkanı), Prof. Dr. M. Akif Aydın (İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı) yaptığı toplantının kapanıl ve değerlendirme konuşmasını ise Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet S. Aydın yaptı. Ayrıca proje kapsamındaki on iki ülkeden araştırmaya katılan Gerhard Robbers, Richard Potz, Rik Torfs, Francis Messner, Sophie van Bijsterveld, Alessandro Ferrari, Javier Martinez Torron, Lars Friedner, Michal Rynkowski, Charalambos Papasthatis, Lisbet Christoffersen, Grace Davie, Silvio Ferrari, Cole Durham ve Rebecca Catto’da İstanbul’e gelerek yaptıkları araştırmayı geniş bir kitle ile paylaştı.
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu (Diyanet İşleri Başkanı) açış konuşmasında çok önemli konulara değindi ve tek bir Avrupa modeli olmadığını belirtti. Bardakoğlu konuşmasında farklı moderniteler olduğunu, hem modern hem de dindar olunabileceğini söyledi. Her modern toplumun dinden kopmak zorunda olmadığını belirten Bardakoğlu, bazı istisnalar dışında dünyanın eskisinden daha dindar olduğunu söyledi. Bunlar önemli tespitler çünkü modern dünya dinin gittikçe hayatımızdan çekileceğini söylüyordu. Halbuki bugün din hayatımızın içinde, önemli bir kimlik referansı ve daha da önemlisi bize hayat ve ölüm nedir sorularının cevabını veren önemli bir kaynak.
Toplantının ilk bildirisini İngiliz Profesör Grace Davie yaptı. Exeter Üniversitesi’nde hocalık yapan Prof. Davie konuşmasında “21. yüzyıl Avrupa’sında dinin yerini anlamak istiyorsak pek çok faktörü hesaba katmak durumundayız. Geçmişte Avrupa kültürünün şekillenmesinde kiliselerin oynadığı rol, çoğunluğun inanç ve davranışlarını kontrol edemese de kilisenin modern Avrupalının hayatında özel bir yere sahip olması, kiliseye düzenli olarak gitme oranlarındaki değişim ve Avrupa’da dünyanın farklı bölgelerinden değişik dini yönelimlere sahip insanların bulunması gibi faktörler bunlardan bazılarıdır” gözlemini dile getirdi.
Hıristiyan geleneğin, Avrupa’nın teşekkülünde etkili olan en önemli unsurlardan birisi olduğuna dikkat çeken Davie, modern İngiltere’de katedrallerin ve şehir merkezindeki kiliselerin popüler olduğunu belirtti. Katedraller ve onların eşdeğerleri farklı bireylere hitap etmektedir; düzenli ya da düzensiz olarak ibadet edenler, hacılar ve turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Gelenler hem şehirli hem de dindar kimselerdir. Bu yüzden buraların bakımı ve imkânlarıyla ilgili bağlantılar, finans konusunda çözülmesi zor tartışmalara yol açmaktadır. Tüketim açısından konuya yaklaşıldığında katedraller, kendine has ürünleri olan yerlerdir: geleneksel komünyon (ekmek-şarap) ayini, üst sınıf müzik, şaşaalı bir vaaz ve bütün bunların tarihi ve güzel binalarda sunulması. Bir katedrali ziyaret etmek aynı zamanda çok rağbet gören estetik bir tecrübedir. Bu yerler müşterek aktivitelere katılmanın zorunlu olmadığı yerlerdir. Dolayısıyla katedraller evanjelik kiliselerin bir yansımasıdırlar.
Avrupa’da dini hayatın durumu nedir sorusunu da soran Davie bu konuda şunları söyledi: “Avrupa’da dini hayatın durumu yerli toplumlar ve göçmenlere bağlı olarak ülkeden ülkeye değişmektedir. Avrupa’nın dini hayatında aynı anda pek çok değişiklikler olmaktadır. Ortaya çıkan her şey aynı zamanda başka bir oluşuma denk düşmekte ve her bir oluşum diğerini tetiklemektedir. Tarihi kiliseler varlıklarını devam ettirmekle birlikte nüfusun büyük bir bölümünün dini düşüncesini kontrol etme kapasitesini yitirmektedirler. Aynı zamanda dini tercih alanı, kilise içinde ve dışında genişlemektedir. Avrupa’ya olan göçlerle birlikte yeni din formları da Avrupa’ya girmektedir. Sonuç olarak, en azından dışarıdan gelen insanlardan bir kısmı Avrupa toplumlarında dinin yeriyle ilgili öngörülen önermelere önemli itirazlarda bulunmaktadırlar”. Sempozyumdaki önemli tartışmaları zaman zaman burada dile getirmeye devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

CNBC Indonesia Interview on Türkiye-Indonesia Bilateral Relations

I gave an interview to CNBC Indonesia on Türkiye - Indonesia relations focusing on strategic priorities. You can watch the whole interview i...