12 Eylül 2025 Cuma

İki Demokrasi, Ortak Ufuk: Türkiye ve Endonezya’nın Küresel Vizyonu

 

İKİ DEMOKRASİ, ORTAK UFUK: TÜRKİYE VE ENDONEZYA’NIN KÜRESEL VİZYONU

Türkiye-Endonezya İlişkileri Özel Röportaj (Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı WALD E-Bülteni, Ağustos 2025 sayısında yayımlanmıştır.)


Prof. Dr. Talip KÜÇÜKCAN (T.C. Cakarta Büyükelçisi)

1.     Türkiye ve Endonezya gibi iki büyük Müslüman ülkenin küresel ölçekte artan iş birliği bağlamında; sizce bu dostluk sadece iki ülke halkı arasında değil, aynı zamanda İslam dünyasında da nasıl bir dayanışma modeli oluşturabilir?

Türkiye ve Endonezya bulundukları coğrafi ve jeostratejik konumları, sahip oldukları kaynaklar ve kabiliyetler, ekonomik büyüklükleri, artan nüfuzları ve mevcut statükoya karşı dünya sisteminde reform talepleri ile iki ülke sınırlarını aşan bir etkileşim ve dayanışma modeli oluşturmaktadır. Türkiye Avrupa ve Asya arasında bir köprü, Ortadoğu, Afrika, Balkanlar ve Avrasya’nın kesişme noktasında bir ülke olarak geniş bir nüfuz alanına sahipken, Endonezya da dünyanın nüfus olarak en büyük İslam ülkesi ve ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) bölgesinin en güçlü ekonomik ve askeri gücü olarak oldukça geniş bir alanda etki oluşturabilen bir ülkedir. Her iki ülkenin küresel sorunların çözümüne ilişkin yaklaşımları da büyük oranda örtüşmektedir. Bütün bunlar iki ülke arasında son dönemde zirveye ulaşan olumlu diplomatik ilişkilerin geniş bir dayanışma ağına öncülük edebileceğine işaret etmektedir.

2.     Eğitim diplomasisi son yıllarda ülkeler arası ilişkilerin yumuşak gücü olarak öne çıkıyor. Türkiye ve Endonezya arasında üniversiteler, akademisyenler ve öğrenci değişim programları ne gibi fırsatlar sunuyor? Bu alanda daha güçlü iş birlikleri için neler yapılabilir?

Eğitim diplomasisi küresel ölçekte önem kazanan bir olgu. Dünya’da 2024 itibariyle 6.3 milyon uluslararası öğrencinin 350 milyar dolarlık bir ekonomiye tekabül ettiği kayıtlara geçmiş durumda. Uluslararası öğrencilerin sayısı ve ekonomik getirisi giderek artıyor. Türkiye’de hali hazırda 330 bin yabancı öğrenci var.

Bu öğrenciler arasında 5500 Endonezyalı öğrenci mevcut olup üniversitelerimiz arasındaki etkileşim arttıkça bu sayı daha da artacak ve böylece iki ülke arasındaki yakınlaşma da hızlanacaktır. Gerek Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Başkanlığı (YTB) ve farklı vakıflarımızın bursları ile gerekse kendi imkanları ile ülkemize gelen Endonezyalı öğrenciler ve  akademik değişim programları ile Türkiye’yi ziyaret eden akademisyenler önemli bir köprü vazifesi görüyor. Biz de Büyükelçilik görevine başladığımız andan itibaren üniversitelerimiz arasındaki iş birliği imkanlarını artırmak için girişimde bulunmaya başladık. Girişimlerimiz ile Türkiye Maarif Vakfı Endonezya Üniversitesi bünyesinde bir Türkiye Çalışmaları Merkezi kurdu, Yunus Emre Enstitüsü de farklı ünivesitelerde Türkçe öğretimine başladı.

Bu noktada unutulmaması gereken bir konu da üniversiteler aracılığıyla iki ülke arasında kurulan ve gelişen bilimsel ve teknolojik araştırma alanlarında kurulan işbirlikleridir. Son olarak Türkiye mezunlarının iki ülke ilişkilerine katkılarının da artık belirginleşmeye başladığını ifade etmek gerek. Bütün boyutları ile incelendiğinde YTB’nin Endonezya’ya tahsis ettiği burs sayısının artırılmasında fayda olduğunu da sözlerime eklemek isterim.

3.     Kültür ve sanatın evrensel diliyle, Türkiye ve Endonezya arasında halklar arası yakınlaşmanın artması sizce nasıl sağlanabilir? Ortak miras, gelenek ve kültürel çeşitlilik üzerinden geliştirilebilecek projeler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye ve Endonezya arasındaki ilişkilerin 16. Yüzyıla uzanan köklü bir tarihi var. Osmanlı İmparatorluğu ve Açe Sultanlığı arasında yüzyıllar önce kurulan ilişki nesilden nesile aktarılarak bugüne kadar gelmiş ve toplumsal hafızada canlı kalmış. Bu yıl ikili ilişkilerin, yani iki ülke arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 75. Yılını kutluyoruz. Kültür ve sanat hem bu kutlamalarda hem de ikili ilişkilerin gelişmesinde önemi bir zenginlik. Örneğin bu amaçla bir dizi sergiler düzenledik. Bugün Cakarta Tekstil Müzesi olarak işlev görev bina Osmanlı Devleti’nin ilk Fahri Konsolosluğu’nun ikameti ve ofisi olarak kullanılmış. Müze idaresi ile konuşarak bu binanın girişine mermer bir plaket yerleştirmek istediğimizi söyledik. Sağ olsunlar kabul ettiler. Yakında bu tarihi gerçeği, daha doğrusu ilişkilerimizin tarihi derinliğini bütün ziyaretçilere hatırlatacak bir plaketi Cakarta Tekstil Müzesi’nin girişine koyacağız.

Endonezya’da Türk dizileri en çok izlenen diziler arasında. Bu durum kültürel diplomasimiz açısından bir hayli önemli. Edindiğimiz izlenime göre bazı dizilerimizin bazı bölümlerinin Endonezya’da çekilmesi halinde Türk dizilerine olan ilgiyi bu ülkede kat kat artırabilir. Endonezya Kültüre Bakanı Sayın Fadli Zon Türkiye’ye özel önem veren ve yakınlık duyan bir kültür insanı ve siyasetçi. İki ülke arasında yakın zamanda kültürel işbirliği anlaşması imzalandı ve bakanlarımız arasında yapılan görüşmelerde ortak bir film projesinin hayata geçirilmesi prensip olarak kabul edildi. Şimdi bu projenin detayları hakkında ilgili kurumlarımız arasında görüşmelerin başlamasını bekliyoruz.

4.     Türkiye’nin “Yeniden Asya” açılımı ile Endonezya’nın “Global Maritime Fulcrum” stratejisi arasında nasıl bir sinerji kurulabilir? İki ülkenin bu vizyonları, bölgesel barışa ve kalkınmaya nasıl katkı sunabilir?

Endonezya dünyanın en büyük takım-ada ülkesi ve deniz sınırları çok geniş olan bir ülke. Türkiye’nin Mavi Vatan politikasına benzer bir politikayı Küresel Deniz Ekseni (Poros Maritime Dunia) politikasını Endonezya dış politikasının merkezine koydu. Gerek deniz sınırlarının güvenliği gerekse balıkçılık gelirleri başta denizden elde edilen ekonomik gelirlerin korunmasını amaçlayan bu politika Endonezya’nın Hint-Pasifik bölgesindeki faaliyetlerini daha görünür hale getirdi. Küresel Deniz Ekseni yaklaşımı ana hatlarıyla Endonezya’nın rekabetin hızla arttığı Hint-Pasifik bölgesinde deniz ticaretine daha fazla odaklanmayı, mevcut limanların modernizasyonu ve yeni liman inşaatları ile deniz sularında güvenlik, ulaşım ve ticaret alt yapısının  güçlendirilmesini içeriyor. Tabi ki bu yaklaşımdan başlıca beklenti ülkenin ekonomik kalkınmasına ve savunmasına katkıda bulunması, ülke çıkarlarının korunmasında denizin odak hale gelmesi. Türkiye’nin “Yeniden Asya” açılımı Endonezya’yı da kapsayan geniş açılı bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Mavi Vatan yaklaşımı ve Türkiye’nin denizcilik alanında yaptığı askeri,  ticari ve enerji arama-tarama gibi yatırımlar ile Endonezya’nın Küresel Deniz Ekseni yaklaşımı arasında örtüşmeler mevcut. Her iki ülke denizcilik alanındaki ilişkilerini sahip oldukları imkan ve kabiliyetleri birbirine destek olacak şekilde sürdürüyor. Orta ve uzun vadede Yeniden Asya girişimi denizcilik alanında da işbirliklerinin zeminini güçlendirme potansiyeline sahip olup her iki ülkenin denizdeki işbirlikleri bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkısını daha da artırabilir.

5.     Endonezya, ASEAN içerisinde önemli bir lider ülke konumunda. Türkiye'nin ASEAN ile ilişkilerinde Endonezya'nın rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çerçevede, çok taraflı diplomasi alanında hangi fırsatlar öne çıkıyor?

Endonezya ASEAN ülkeleri arasında en büyük nüfus, ekonomi ve etkiye sahip olan ülke konumunda. ASEAN Genel Sekreterliği de Cakarta’da olduğu için ASEAN ile diplomatik ilişkilerde ev sahibi ülke olarak Endonezya’nın hissedilebilir bir ağırlığı var. Hali hazırda Türkiye ASEAN ile Sektörel Diyalog Ortağı olarak ilişkilerini sürdürüyor. Diyalog Ortaklığı için de başvurumuzu yaptık. ASEAN üyesi 10 ülkenin daimi temsilcilerinin tümü ile yüze yüze görüşmeler gerçekleştirerek desteklerini talep ettik. Dönem Başkanı Malezya ve ASEAN’a ev sahipliği yapan Endonezya daimi temsilcileri tam desteklerini ifade ettiler. ASEAN üyesi diğer sekiz ülke daimi temsilcileri de Türkiye’nin Diyalog Ortaklığı başvurusunu desteklediklerini belirtti. Kuşkusuz Endonezya’nın bu yönde bir irade beyanında bulunması bizim için oldukça değerli. Türkiye’nin ASEAN ile angajmanı sadece diplomatik açıdan değil alım gücü gittikçe artan 700 milyona yaklaşan nüfusu ile üye ülkelerle ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi açısından da önemli. Bu istikamette ilerlemeye devam ediyoruz.

6.     Ticaret ve yatırımlar iki ülke arasındaki ilişkilerin lokomotifi konumunda. Türkiye ile Endonezya arasında serbest ticaret anlaşmalarının geliştirilmesi ve iş dünyası arasında köprülerin kurulması konusunda ne gibi somut adımlar atılıyor? Endonezya’da görev yapan bir büyükelçi olarak, Türk iş insanlarına ve girişimcilere bu büyük pazarda ne tür fırsatlar ve avantajlar önerirsiniz? Özellikle dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanlarında potansiyel nedir?

Türkiye ve Endonezya arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 3 milyar dolar civarında olup iki ülke liderinin hedef olarak belirlediği 10 milyar doların gerisinde seyrediyor. Ancak son bir-iki yıl içinde savunma sanayi ürünlerine olan ilgi ve talepten dolayı ticaret hacminde büyük bir sıçramanın eşiğindeyiz. Türkiye ve Endonezya arasında serbest ticaret anlaşması olmadığı için doğal olarak bu durum iki ülke arasındaki ticaret hacmine de yansıyor. Serbest ticaret anlaşması olan ülkeler ile ticaretimiz çok daha fazla. Ancak bu durumu bir engel olarak görmek yerine nasıl çözüm üretebiliriz diye düşünüyoruz.

Endonezya tarafına tercihli ticaret anlaşması imzalanmasını teklif ettik ve kabul gören bu teklif üzerinde ilk istişari görüşmeler yapıldı. Umarız kısa zamanda üzerinde karşılıklı mutabakata varılacak ürünleri içeren bir tercihli ticaret anlaşması imzalanabilir. Bunun önünde bir engel görünmüyor şimdilik. Ayrıca ticari etkileşimi artırmak için bir taraftan ilgili bakanlıklar düzeyinde bir taraftan da DEİK ve Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) gibi şemsiye kuruluşlarımız ile Endonezya’daki muhataplarını bir araya getiriyoruz. Üreticilerimizin Endonezya’daki fuarlara katılımını teşvik ediyoruz.

Endonezya her yıl %5 büyüyen ekonomisi ile yatırımcılar için önemli bir cazibe merkezi. Her iki ülkenin de güçlü sektörlerde karşılıklı yatırımını teşvik ediyoruz. Örneğin Endonezya Yatırım Bakanı ile yaptığımız görüşmede 900 milyar dolarlık mal varlığına sahip olan ve yeni kurulan Danantara Yatırım Fonu’nu savunma, ulaşım, turizm, gıda, enerji ve sağlık sektörlerinde Türkiye’de yatırım yapmaya davet ettik. Önümüzdeki günlerde bu yöndeki görüşmelerimizi derinleştireceğiz. Diğer yandan Türkiye’den yatırımcılar için Endonezya’daki fırsatlar hakkında düzenli olarak ilgili kurumlarımızı bilgilendirerek kendi paydaşlarına aktarmalarını istiyoruz.

7.     İki ülkenin genç nüfusu oldukça dinamik ve üretken. Gençlerimizin birbirini daha yakından tanıması ve ortak projelerde yer alması adına büyükelçiliğinizce desteklenen veya planlanan çalışmalar var mı?

Endonezya 280 milyonluk bir nüfusa sahip. Nüfusun %52’si otuz yaş ve altında. Üretkenlik yaşında olan büyük bir nüfusa sahip olup bu noktada kritik olan söz konusu nüfusun üretime katılacak ölçüde nitelikli eğitim alması. Türkiye olarak elbette sağladığımız ve sağlayacağımız burslar ile gençlerin eğitimine katkı vermeye çalışıyoruz. Türk gençleri ile etkileşimlerini artırmak için de Yunus Emre Enstitüsü ve sivil toplum kuruluşları kanalıyla Endonezyalı gençleri Türkiye’de ağırlıyoruz. Zaten hali hazırda Türk üniversitelerinde okuyan 5500 Endonezyalı öğrenci kendi Türk akranları ile etkileşim halinde. Bunu rektörlerimizin girişimleri ile daha da artırmak mümkün. Üniversitelerimiz sadece Endonezyalı öğrencileri değil sayıları 330 bini aşan uluslararası öğrencileri Türk akranları ve aileleri ile bir araya getirecek projeleri hayata geçirebilseler kültürel ve insani etkileşim çok daha derin izler bırakır.

8.     Endonezya’nın baharatlı ve aromatik yemekleri ile Türk mutfağının çeşitliliği arasında birçok benzerlik ve zenginlik göze çarpıyor. Bu iki mutfağın buluşabileceği bir diplomatik lezzet projesi tasarlansa, sizce hangi tatlar bu diyaloğa öncülük edebilir?

Biz her yıl Büyükelçilik olarak Endonezya’da Türk yemeklerini, kahve kültürümüzü ve kahvaltı geleneğimizi tanıtmak için özel programlar yapıyoruz. Bunun için zaman zaman Türkiye’de tanınan şeflerimizi davet ederek yemek, tatlı ve içecek çeşitlerimizi sunuyoruz. Örneğin 2025 yılında Şef Recep İncecik Cakarta’ya gelerek çok özel sunumlar yaptı. Tadımda bulunan yetkililer, sanatçılar, medya mensupları ve gastronomi uzmanları hayranlıklarını ifade ettiler. Şef Recep İncecik ayrıca bir gastronomi okulunda şef adaylarına geleneksel yemeklerimizi ve sıfır atık konseptini merkeze alan bir ders verdi. Ayrıca Sea Today TV canlı yayınına katılarak Türk yemekleri yaptı ve ikram etti. Büyükelçilik olarak ayrıca Ramazan’da Endonezya Kültür Bakanı Sayın Fad Zon ve ekibini geleneksel Türk iftarına davet ettik. Dünyada ilk kez bir bakan düzeyinde Yunus Emre Enstitüsü’ne ziyaret gerçekleşti, tertiplediğimiz iftar programına bir bakan teşrif etmiş oldu. Bakan Fadli Zon iftarda ayrıca çok etkileyici bir canlı sema gösterisi izledi. Türk mutfağının geleneksel ürünleri en üst düzeyde Endonezya ile buluşmuş oldu.

Endonezya da çok zengin bir mutfak kültürüne sahip. Binlerce adadan oluşan ülkede, her yörenin ayrı yemekleri ile zenginleşmiş bir gastronomi kültürü var. Elbette Endonezya’nın bir baharat ülke oluşu geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın dikkatini buraya çekiyor. Pirinç ve zengin baharat Endonezya mutfağının olmazsa olmazları. Her iki ülkenin yiyecek ve içecek kültüründeki zenginliğe bakıldığında füzyon mutfağı oluşturmak için büyük bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Ancak iki ülke mutfağından nasıl ortak bir lezzet ortaya çıkar bunu işin uzmanlarına bırakmak daha doğru olur.

9.     Gerek akademik birikiminiz gerekse diplomatik tecrübeniz ışığında değerlendirecek olursanız; 2030’lara yaklaşırken bu dostluğun yeni bir bölgesel ve küresel vizyonla nasıl güçlendirilebileceğini düşünüyorsunuz?

2022 yılında Türkiye ve Endonezya arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tesis edildi. Bu konseyin ilk toplantısı Sayın Cumhurbaşkanımızın 2025 şubatında gerçekleştirdiği Endonezya ziyareti sırasında her iki taraftan çok sayıda bakanın katılımı ile gerçekleşti. Bu zirve sırasında kapsamlı görüşmeler yapıldı ve 12 işbirliği anlaşması imzalandı. Nisan ayında da bu defa Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Prabowo Subianto’un Ankara ziyareti gerçekleşti ve ilave anlaşmalar yapıldı.

Gelinen nokta itibariyle Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerinin tarihi zirve noktasına ulaştığını söylemek abartı olmaz. Artık yapılması gereken imzalanan anlaşmaların hayata geçirilmesini sağlamak, yeni imkanları iyi değerlendirmek ve yüze yüze ve kurumsal temasları sistematik olarak sürdürmek ve artırmak olmalıdır. Bunlar yapılırsa 2030’larda çok daha güçlü ilişkilerimiz olacak ve bunun bölgesel ve küresel yansımaları daha belirgin hissedilecektir.

10.  Küresel düzeyde çok kutuplu bir düzenin şekillendiği bu dönemde, sizce Türkiye ve Endonezya gibi bölgesel güçlerin “adaletli ve kapsayıcı bir uluslararası sistem” inşasına katkısı ne olabilir?

Türkiye uzun zamandır daha adil bir dünya mümkündür ve dünya beşten büyüktür fikrini dünya ile paylaşıyor ve müesses uluslararası düzenin daha kapsayıcı ve temsiliyetçi yönde değişmesi için çaba sarf ediyor. Endonezya da tarafsız ve etkin bir dış politika izleyen bir ülke olarak son dönemde benzer çıkışlar yapmaya başladı. Her iki ülke bir arada hareket ederek diğer paydaş ve hemfikir ülkelerin katılım ve desteği ile “adaletli ve kapsayıcı bir uluslararası sistem” inşasına katkısına büyük katkılarda potansiyele sahiptir.

Hiç yorum yok:

İki Demokrasi, Ortak Ufuk: Türkiye ve Endonezya’nın Küresel Vizyonu

  İKİ DEMOKRASİ, ORTAK UFUK: TÜRKİYE VE ENDONEZYA’NIN KÜRESEL VİZYONU Türkiye-Endonezya İlişkileri Özel Röportaj ( Dünya Yerel Yönetim ve De...